12 Haziran 2010 Cumartesi

Kıymetini Bilenlerden Eyle Ya Rabbi!!!

Bugün Mübarek aylardan Recep ayının ilk günü..biraz olsun ses vermek biraz da bilgilendirmek için aşağıdaki yazıyı yayınlamak istedim..
Bu mübarek günlerin kıymetini bilenlerden, mükafatını alanlardan olmak dileğiyle..
Bu gece yapılan dualar red olunmazmış..Yapacağınız dualarınız şimdiden kabul olsun inşallah..
Şu uzun ve sıcak günlerde tutulan oruçların kabul olması..sadece dilimiz ile değil, nefsimiz için tutulmuş oruçlar olması dileğiyle..Recebi gördüğümüz gibi, Şaban ve Ramazanı da yaşamayı nasip etsin inşallah..
"Receb, günahları bırakmak, Şaban, ibadetlere yönelmek, Ramazan ise, dereceler beklentisine girmek içindir"
İlk iş günahları bırakmak, e o zaman haydi bismillah..



Recep, şaban ve ramazan ayları ibadet ve maneviyat olarak diğer aylara göre daha üstün bir şeref ve fazilete sahiptir.


Hz. Resul-ü Ekrem'den (s.a.a) nakledilen bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: "Recep Allah'ın büyük ayıdır. Hiçbir ay hürmet ve fazilette bu aya ulaşamaz. Bu ayda kafirlerle savaş haramdır. Şunu bilin ki recep Allah'ın ayı, şaban benim ayım, ve ramazan ümmetimin ayıdır. Kim recep ayının bir gününü oruç tutarsa, Allah'ın rızasını kazanmış olur. Allah'ın gazabı ondan uzaklaşır ve cehennem kapılarından birisi onun yüzüne kapanır."

Recep benim ümmetim için mağfiret dileme ayıdır. Bu ayda istiğfar edin (tevbe edin ve bağışlanma dileyin.) Zira Hak Teala, çok bağışlayan ve rahimdir. Recep ayına "Asabb" (dökülen) denir; zira bu ayda benim ümmetimin üzerine çok rahmet dökülür. O halde şu zikri çok söyleyin:

"Esteğfirullahe ve es'eluhu't-tevbe."
"Allah'tan mağfiret ve tevbe diliyorum."

İbn-i Babeveyh, Salim'den şöyle rivayet etmiştir:

"Ben recep ayının sonuna bir kaç gün kala İmam Sadık'ın (a.s) yanına gitmiştim. Beni görür-görmez şöyle buyurdu:

"Ey Salim! Bu ayda hiç oruç tuttun mu?" "Hayır vallahi" dedim "ey Resulullah'ın oğlu!" İmam (a.s) şöyle buyurdu: "O kadar sevap kaybetmişsin ki miktarını ancak Allah (c.c) bilir. Bu, Allah'ın üstün kıldığı ve hürmetini yücelttiği bir aydır. Bu ayda oruç tutanları kendi ikram ve değerlendirmesine mazhar kılmayı kendisine farz kılmıştır. Salim diyor ki ben: "Ey Resulullah'ın oğlu, eğer bu ayın kalan günlerini oruç tutarsam, bu ayda oruç tutanların sevabının bir kısmını elde etmiş olabilir miyim? diye sorduğumda şöyle buyurdu: "Ey Salim! Kim bu ayın sonundan bir gün oruç tutarsa, ölüm anındaki can çekişme ve rahatsızlıklardan, ölüm sonrasının dehşetinden ve kabir azabından kurtulur. Kim bu ayın sonundan iki gün oruç tutarsa, Sırat'tan kolaylıkla geçer ve kim bu ayın sonundan üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününün büyük korkusu, dehşet ve zorluklarından kurtulur ve kendisine cehennem ateşinden kurtuluş beratı verilir."

Selam ve dua ile..

27 Mayıs 2010 Perşembe

Nasip Değilmiş!!!

Olmadı! Bu yıl hac kuralarında adımız çıkmadı! Hacca gitmeye hak kazandınız yazmadı :((
Demekki neymiş? Daha vaktimiz gelmemiş!!
Üzüldük mü? Evet.. Ama çıkması bir mucizeymiş anladık.. Biz hemen çıkacak sandık :)
Bunda da bir hayır vardır diyoruz..Bu yıl olmadı belki önümüzdeki yıl 3 kişi gideriz diyoruz :)
Merak eden, soran arkadaşlarımdan Allah razı olsun...
İşte böyle..bizden haberiniz olsun...
Rabbim bütün isteyenlere hayırlı zamanda nasip etsin inşaallahh...

Selam ve dua ile...

Foto: Flickr

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Dua..


Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle ve yüzümü eskitecek, zihnimi karıştıracak, düşüncelerimi dağıtacak, uzun süre beni meşgul edecek borca düşürme beni.
Rabbim, borç tasası ve düşüncesinden, borç meşguliyeti ve uykusuzluğundan sana sığınırım. O halde, Muhammed ve âline salat eyle ve beni böyle bir duruma düşürme.
Rabbim, borcun hayattaki zilletinden ve ölümden sonraki vebalinden sana sığınırım. O halde Muhammed ve âline salat eyle ve artan bir zenginlikle ya da ardı kesilmeyen yetecek bir rızkla borçlanmaktan koru beni.

Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle, israfa ve ihtiyaçtan fazla tüketime karşı beni koru; bağışta bulunmak ve ifrat ve tefritten sakınıp orta bir yol izlemekle beni düzelt; gideri gelire göre ayarlamayı bana öğret; lütfunla beni savurganlıktan koru; rızkımı helal yollardan ver; harcamamı iyilik kapılarına yönelt; gurur ve kibir getirecek, zulme sürükleyecek, taşkınlığa sebep olacak malı benden al.

Allah’ım, yoksullarla birlikteliği bana sevdir; güzel sabırla onlarla birliktelikte bana yardım et. Fani dünya malından beni nasipsiz ettiğin şeyleri, kalıcı hazinelerinde benim için biriktir. Dünyanın değersiz mal ve metaından bana bahşettiklerini komşuluğuna ulaşmak, yakınlığına kavuşmak ve cennete ağmak vesilesi kıl. Hiç kuşku yok, sen büyük lütuf sahibisin; sen cömertsin, kerem sahibisin.

Yine çok güzel bir dua...Borcu ödemekte Allah'tan yardım istemek..
Öncelikle Rabbim kulluk borcumuzu yerine getirmemizi nasip etsin...Daha sonra namaz borcumuzu bırakmasın inşallah diyorum..Ve tabi olmazsa olmaz Dünya borçları olan kardeşlerimiz içinde Rabbim ödeme kolaylığı ihsan eylesin...

Dualarımız kabul olsun inşallah..

AMİN...

20 Mayıs 2010 Perşembe

Bebek Bezi Pastalarım...

Birkaç blog arkadaşımda görmüş olduğum bebek bezi pastaları hep hoşuma giderdi. Süsleme işini de sevdiğimden, bir tane de ben yapmalıyım diye düşünürken iki tane yaptım bile :))
Birkaç model vardı nette, ama yapılışını ben hiçbiryerde bulamadım.. Doğaçlamaydı herkesin pastası, içinden geldiğince.. Bende elimdeki malzemelerle iki ayrı pasta yaptım. İlki kuzenimin arkadaşı için oldu, diğeriyse bizim baby shower partimizdeki eşimin kuzeni için.. Doğumuna 4 gün kaldığını öğrenince dün akşam hazırladım..Hastane odasına çiçek alınmadığı için ve de sonradan işine yarayacağı için bunu tercih ettim..


Yapılışında; Ben Prima yenidoğanı tercih ettim. 96 lı paketten 2 adet pasta çıktı. Bezleri renkli kısımları içeri gelecek şekilde rulo yaptım. Her biri birer paket lastiğiyle bağlanabilir, fakat ben önceden onu düşünemediğimden :) evde yoktu. Bende uçlarından mandal ile tutturdum :) Hepsini bir araya getirip ( bir kişinin yardımı ile daha iyi oluyor)  kurdela ile bağladım. Sıkıca bağladıktan sonra mandalları çıkarttım.
Daha sonrası zevkinize ve bütçenize kalmış. İsterseniz 3 katlı, isterseniz çeşitli oyuncaklarla ya da kıyafetlerle süsleyebilirsiniz. Ben sade olsun istedim ve ortaya bunlar çıktı..Ben sevdim umarım taze annelerde beğenir :)



PS: Hala canım pek yazmak istemiyordu fakat başlayınca da susamıyorum anladım :)) Ben yazmayı seviyorum lakin bu ara vakit bulamıyorum..



14 Mayıs 2010 Cuma

Nerelerdeyim?

Neredeyse blogumun şifresini unutacakken, döndüm yine..
İyiyim, hatta çok iyiyim Allah'a şükür..
Yoğun iş şartları,canımın yazmak istememesi, daha güzel konularla ilgilenmekti beni buralardan uzaklaştıran sebepler..Ama döndüm, artık burdayım..kaldığım yerden devam etmek dileğim..

Blog yazmadığım gibi takip de edemedim, bir çok arkadaşımı..
Soranlar oldu beni, merak edenler... :) Allah razı olsun onlardan, kısa sürede kaynaşmışız meğer. Üstelik aramızda hiç bir çıkar ilişkisi yokken..Dinlediler derdimi, yazmama sebebimi..akıl verdiler, delimisin dediler :)
Onları dinledim..devam ettim..

Birçok güzellik oldu bu kısa sürede hayatımda bi kaç değişiklik..Daha az yemek yiyiyorum bu ara (yani rejim yapıyorum tamam :) yapmaya çalışıyorum demeliyim).. ibadetlerimi daha güzel yerine getiriyorum..manevi bavulumu doldurmaya çalışıyorum..bahane üretmeden..Daha az işe, daha çok ibadete vakit ayırır oldum..Daim olmasını diliyorum.. Hacılık için gün sayıyoruz, bu ay sonunda belli olacak, çıkmasını çok istiyoruz..

Allah herkesin gönlüne göre versin bu mübarek günde inşallah...Hakkımızda hayırlı olanı nasip etsin..
Kısaca böyle işte yaşadıklarım..Güzel paylaşımlarla tekrar burada olacak olma fikri çok güzel geliyor şimdiden..Herkese hayırlı cumalar diliyorum, Cumanız mübarek, dualarınız kabul olsun inşallah..

"İnsanların en âcizi dua etmeyen, en cimrisi de selam vermeyendir" sözüne binaen;
Selam ve dua ile...

4 Mayıs 2010 Salı

Manevi Bavulu Doldurmak...

Kolunuzdaki Saate , Duvardaki Saate , Veyahut Herhangi Bir Saate Baktığımızda
Gördüğümüz İki Adet Çubuk. Birisi Akrep Birisi Yelkovan, Duyulan Tek Ses
Tık Tık Zaman..! Sen İstesende İstemesende Geçiyor.
Belki Yaşın 15 Belki 23 Belki 30 Belkide 50 , 60. Şöyle Bir Geriye Doğru
Bakıp Düşündüğünde Geçen Zamanının Kaçını Cenab-ı Hak´ka Ayırdın.
Sana Verilen Ömrüm Her Saniyesini Sana Veren Yüce Yaradana Kaç
Saniyesini Kaç Dakikasını Ayırdın..!
Har Vurup Harman Savurdun mu Zamanı?. Zaman Parayla Olsaydı Bu Kadar
Rahatmı Olurdun Yaşantında.
Ben Bir Başlıcam Pir Başlıcam Dermiydin Ömründe..
Zaman Vakit Geçiyor Her Gecen Saniyede Son Geliyor.
O GELEN SONA NE KADAR HAZIRLIKLISIN.
Manevi Bavuluna Ne Koydun..!
Bir Mağazadan Aldığın Üzerine Giydiğin Elbiselerimi, Yoksa Beş Vakit
Namaz Kılarak Ruhuna Giydirdiğin Elbisenimi?
Tuttuğun Takımın Kazandığındaki Sevincimi. Yoksa Bir Fakire Yardım
Ettiğinde O Fakirin Sevincimi ?
Ne Koydun O Maneviyat BAVULUNA
Sen . Evet Sen Sen..!! Sana Diyorum. Bugün Rabbim İçin Ne Yaptın...
BUGÜN O BAVULA NE KOYDUN..

(Tamamı Alıntıdır.)


Rabbim manevi bavulu dolu olanlardan eylesin cümlemizi, oraya eli boş gidenlerden değil!!!!
AMİNNNNNN....

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Güzel Bir Haftasonu Daha...

Yoğun bir haftasonu yaşadık yine...Cumartesi işten çıkınca önce kuzenlerle buluşma, biraz alış veriş...Evde hazırladığım aparatif bir akşam yemeği..Bol kahkaha, sürekli birşeyler yemekten şişen mideler, kahvaltı için pişen sarma, yarın için doldurulan profiteroller,  gece yarısını geçtikten sonra uykulu gözler..sabah gelmesi beklenen misafirler...2,5 du yattığımızda, 8 yaşındaki prensesle kıkırdaşmalarla 3 ü bulmuştur uyuduğumuzda...sabah 07,30 tekrar start hayata.. :) kaldığı yerden!!!
Akşamdan kalanları toplamak, yeniden sofra hazırlamak hatta yetişememek :)) 10,30 da gelen misafirlerimiz..
gerçekten çok yoğundu... :)

önce yavaş yavaş hazırladım masayı, evdekileri uyandırmamaya çalışarak...hatta balkon sefamızı bile yaptık kuzenle..sonra vakit daha hızlı geçti sanki..hazırlıklar bitmemişti ki kapı çaldı :)) erkekler dışarı, hanımlar içeri :)) güzel bir kahvaltı yaptık 11 kişi :))



kahvaltıdan resimler bu kadar..dedim ya..tam yetişemedim :)) bunları da hazırlık aşamasında çekmiştim..bitmiş hali yok malesef..
Kahkalar eşliğinde edilen gün kahvaltımız, sonrasında toplanan paralar :)) gerçekten keyifliydi....
Misafirler gitti, kaldık yine baş başa :) çıkalım dedik dışarıya, atalım kendimizi kırlara :))


Yeşili gördük, dinlendik....Onları izledik eğlendik...


yoruldular dedik..devam ettiler...

  Onlar daha çok eğlendi, biz izledik..Prenses çok mutlu oldu..Ben yorgun :))
Sabah biz hizmet ettik, orda da bize hizmet ettiler :)) yemeğimizi de yedik huzurla..
Döndük sonra evimize kocayla başbaşa :)
İki günde nasılda alışmıştık prensese, yokluğu zor geldi biraz..o olsaydı şöyle derdi, şöyle yapardı dedik bi kaç kere.. kızımız olsun dedik..bizimde ama o'na benzesin :))

Böyle geçti işte koskoca!! bir buçuk günlük tatilimiz..Yine bekleriz dedik bütün gelenlere...
Dostluğumuzun, neşemizin hep daim olması dileğiyle...

29 Nisan 2010 Perşembe

Uzun Ama Çok Güzel Bir Dua...

Ey, kulların acımadığı kimseye acıyan; ey, kentlerin kabul etmediği kimseyi kabul eden; ey, kendisine muhtaç olanları küçültmeyen; ey sürekli kendisinden bir şeyler isteyenleri nasipsiz bırakmayan; ey, kendisine doğru kılavuzluk edenleri reddetmeyen; ey, ithaf olunan küçük şeyi de kabul buyuran; ey, hoşnutluğunu kazanmak için yapılan az ameli de ödüllendiren; ey, az amele büyük karşılık veren; ey kendisine yaklaşana yaklaşan; ey kendisinden yüz çevireni kendisine doğru çağıran; ey nimeti değiştirmeyen, cezalandırmakta acele etmeyen; ey, iyiliği kat kat artıran, kötülüğü bağışlayıp ortadan kaldıran! Arzular, kereminin sonuna ulaşmadan hacetlerine kavuştu; dilek kapları bol bağışınla hemen doluverdi; sıfatlar, seni anlatamadan dağılıp gitti. Çünkü her yücenin üstünde en yüce yücelik ve her ululuğun üstünde en onurlu ululuk sana aittir. Her büyük, senin katında küçüktür; her onurlu, senin onurunun yanında hakirdir.
Senden başkasına gidenler eli boş geri döndüler; senden başkasını arayanlar hüsrana uğradılar; senden başkasına konuk olanlar mahvolup gittiler ve senin fazlından nimet isteyenlerin dışında diğer nimet isteyenler kıtlığa duçar oldular.
Kapın isteyenlerin yüzüne açık; ihsanın dileyenler için mubah; imdadın imdat isteyenlere yakındır. Sana ümidi olanların ümitleri boşa çıkmaz; ihsanını isteyenleri mahrum bırakmazsın; mağfiretini dileyenleri azabına duçar etmezsin.
Sana karşı gelip muhalefet edenlerden rızkını esirgemezsin; seninle düşmanlık edenlere hilminle davranırsın; kötülük yapanlara iyilik yapmak âdetindir; haddi aşanlara mühlet vermek sünnetindir. O kadar mühlet verirsin ki, mühletine aldanarak, hakka geri dönmez, batıldan el çekmezler. Oysa sen, emrine dönmeleri için onlara mühlet verir; saltanatının sürekliliğine güvendiğin için onları hemen cezalandırmazsın. Sonuçta; saadet ehlinden olanları saadete kavuşturur, şekavet ehlinden olanları şekavetle baş başa bırakırsın. Hepsi de sonunda hükmüne dönecek, emrine boyun eğecektir. Uzun süre onlara mühlet verişin saltanatını gevşetmez; onları cezalandırmakta acele etmeyişin aleyhlerindeki açık kanıtını geçersiz kılmaz.
Kanıtın bütünüyle anlatılmaktan çok daha yüce; büyüklüğün künhüyle belirlenmekten çok daha yüksek; nimetin tamamıyla sayılmaktan çok daha fazla ve ihsanın en azının bile şükrü yerine getirilmekten çok daha büyüktür. Suskunluk, seni övme gücünü almış benden; çekingenlik, seni ululamaktan âciz kılmış beni. Yapabileceğim en fazla şey, Allah'ım, aczimi itiraf etmektir. Bu yüzden kapına gelmiş, ihsanını dilenmekteyim.

O halde, Muhammed ve âline salat eyle ve râz-u niyazımı işit; duamı kabul buyur; günümü başarısızlıkla sonuçlandırma; isteklerim hususunda reddetme beni; katından ayrılışıma ve tekrar sana dönüşüme değer ver. Hiç kuşkusuz, sen, dilediğini yapmakta güçlük çekmez, istenenden âciz kalmazsın. Çünkü sen, her şeye kadirsin. Günahlardan sakınmamız, itaate güç bulmamız ancak yüce ve büyük Allah’ın yardımıyladır.

Rabbim bütün hayırlı dualarınızı kabul etsin, gönlünüzdekini nasip etsin...
Cumanız Mübarek Olsun, Hayırlı Cumalar...


Photo:http://www.flickr.com/photos/akebonobeya/

28 Nisan 2010 Çarşamba

Sabır..




Günahlara kefarettir gönüldeki keder..Niyetler halis olunca, Ameller olmaz heder.Biraz sabreyle bak .Neler göreceksin neler..Mevlam ihmal değil; İMTİHAN eder .. !

Şu dünyaya imhitan için geldiğimizi bir an dahi unutmamak duası ile...

27 Nisan 2010 Salı

Derdin mi var?


Derdin varsa, dostun da yoksa... anlat derdini sulara...
aksın gitsin onunla.. dönmesin bi daha..

Dün akşam iş çıkışı sahilde kuzenimi beklerken gördüm bu kareyi..yol kenarında hem yürüyüş amaçlı hem park hemde cafe olan bir yerdi burası. Havanın güzelliğiyle gelmiş bir sürü insan vardı. Kimi spor yapıyor, kimileri çay içiyor, kimide çocuğunu sallıyordu parkta .. ama iki tanesi vardı ki çok dertli :)
14-15 yaşlarında iki kız,
oturmuşlar kayaların üstüne anlatıyordu biri derdini..ağlıyor...diğeri de dinliyor, akıl veriyordu. Yok o çocuk bana bakmadı yok bilmem kime baktı :)
Derde bak dedim ne büyük!!! :)
Önce üzüldüm sonra güldüm...
Her dönemin derdi farklı dedim kendi kendime..
yarın o da gülecekti belki haline...

Dedim herkesin bir derdi var elbet, kiminin küçük kiminin büyük.. 
Kiminin hali çok kötü haberi yok!!
Kimi de çok ufak şeyleri dert sanıyor..
Derdi veren Allah'ım dermanını da verir elbet..
Sabır etmek en büyük nimet...

26 Nisan 2010 Pazartesi

Uzun Değil Çok Uzun Bir Post ve Baby Shower Partimiz :)

10 gün olmuş yazmayalı, aslında daha uzun geldi bana. Alışmıştım ya hergün yazmaya. Hem işlerimin yoğunluğu, hemde blog dünyasındaki bazı garip davranışlar (Cahide abla burada çok güzel anlatmış) yazmamama sebep oldu açıkçası. Çevremdeki birkaç dost yazmaya devam etmelisin dedi. Hem tariflerden ( ki hiçbiri benim tarifim değil) hemde diğer paylaştıklarımdan faydalanıyorlarmış. Benim amacım zaten buydu. Yok bilmem kaç kişi izliyor, yok şu kadar yorum yazılmış, benim derdim o olmadı hiç bir zaman. İzleyen arkadaşlarımdan Allah razı olsun, içten yorum yapanlardan da... Ama şunu anladım ki; sen birini izlemiyorsan o da seni izlemiyor bu blog camiasında. Çoğunda samimiyet bulamadım. ( istisnalar hariç) Mesela yazmaya ara verdiğimde izleyicim 126 ydı. şimdi 125 :)) Neyse..diyorum ya benim derdim o değil, ama dikkatimi de çekmedi değil!!!

Ohh anlattım derdimi.  Ne dertliymişim meğer :))
Bırakarak bunları bir kenara postumun asıl konusunu yazmak istiyorum.
Eşimin halasının gelini 8,5 eltimse 4,5 aylık hamile... Hem görüşmek için hemde onlara moral olması açısından bizim evde toplantık. Yani bildiğiniz baby shower yaptık.Kızların haberi yoktu, onlara sürpriz oldu.
İkisini bir arada yaptım çünkü; böyle bir parti yapıldığından onların haberleri yoktu, eğer sadece 8,5 aylık olan için yapsaydım 4,5 aylık olan için sürpriz olmayacaktı.
Ben niyet ettim, ailelerini çağırdım. Allah da bütün işlerimi rast getirdi, pek yorulmadan, sonunda aldığım sıcacık teşekkülerler, içten edilen dualarla günü tamamladık. 19 kişiydik toplamda :) ama yinede çok sakin çok güzel geçti. Pazar günü olması dolayısıyla erkeklerde vardı tabi (değişik bi baby shower oldu bu :) )
erkekler terasta, orta yaşlılar salonda :)  biz gençler :) mutfaktaydık.
Börekler hariç yapılanların tamımı bana ait :)
Neyse ben yine çok konuştum...resimlere geçiyim dimi :)

Masamız;



Açık Büfemizdekiler;


Yaprak sarma

Sosis Buketi


Kıymalı Arnavut Böreği


Nohut Salatası


Truff


Antep Fıstıklı Düğme Kurabiyeler


Kırmızı Biber Sarması


Ispanaklı Arnavut Böreği

Hazır Soslu Yalancı Yavuk Göğsü


Masada sadece pastamız ve böreklere eşlik etmesi için havuç kızartması vardı...

ve işte son olarak pastamız :)


Bebeklerin karnına dikkat :)
Diyorum ya Allah yardım etti. Bebekler gerçeklerine çok benzediler...


İşte böyle geçti bir pazar günümüz daha. Şimdi sırada gelmesi gereken iki adet bebek var beklenen. Sağlıkla kucaklarına almalarını diliyorum Allahtan. Onlar memnun aileleri daha memnun ayrıldılar, ben hepsinden memnun :)

Tamam artık sustum :)
Herkese hayırlı haftalar diliyorum, yavaş yavaş dönüyorum :))

16 Nisan 2010 Cuma

Niyet Ettik...


Güzel yazılar, güzel fotoğraflarla dönmek istediğimi söylemiştim. Daha tam dönmesemde, dileğim gerçek oldu sanırım. Bundan güzel fotoğraf, sadace kutsal toprakların fotoğrafıdır heralde..

Bu postta çok yazı yok...resim herşeyi anlatıyor,
Niyet ettik niyet eyledik, Allah rızası için..

"Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir." (Ali İmran 97.)

"Ey İbrahim; İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya incelmiş binekler üstünde (uzak yollardan) her derin vadiyi aşarak sana gelsinler. Ta ki kendilerine ait birtakım menfaatlere şahid olsunlar; Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de onlardan yiyin, yoksulu, fakiri de doyurun. Sonra kirlerini giderip temizlensinler. Adaklarını yerine getirsinler. Kâbeyi tavaf etsinler. ( Hac 27.28.29)

Ayetlerle yola çıktık, başvurduk. Hayırlısı Allah'tan..
Son başvuru 22 Nisan..
Rabbim bu mübarek günün hürmetine, nasip eder bize inşallah oraları bir kez daha görmeyi..
Hayırlı cumalar diliyorum herkese, Cumanız mübarek olsun..
Selam ve Dua ile..

12 Nisan 2010 Pazartesi

Güzel bir haftasonu ve biraz ara...

Herkese kucak dolusu çiçek ve sevgiyle merhaba;
Yeni hafta hepimiz için hayırlı, bereketli ve huzurlu geçsin inşallah..


Bu pazar günü biz nerdeydik desem??
Bu resim yardımcı olur mu?



Evet İstanbuldaydık :)
Çamlıcaya çıktık önce; Bu güzel manzarayı ve sonrasında bunları gördük..











Oradaki çiçek pazarından bir de sümbül aldık,
bu günün anısına...


Canlı müzik vardı şansımıza, müzik eşliğinde gezip, çayımızı içtikten sonra,
kahve için en uygun yer burası dedik;
ve aşağıya indik..


Onun öncesinde aşağıya inerken,
önünden geçtiğimiz, ziyaret etmeyi sevdiğimiz bu yere gittik...
Dualar ettik..


Kahveden sonra bitmedi, yine yol üstündeki
Fethi paşa korusuna çıktık..bu kez tatlı yemek için..



Güzel manzarayı seyrettik...


Yürüdük...


Küçük güzellikler gördük;




Durmak yok dedik :))
İstanbula geldik, uğramadan döndük olmaz...


ikea dedik..evimizin herşeyi... :)

Artık yorulduk ve acıktık..
Dönüş yoluna girdiğimiz Ataşehirde durduk..

Bu güzel çiçek eşliğinde akşam yemeğimizi yedik;


Hani tamam yediğin içtiğin senin olsun,
gezip gördüğünü anlat diyeceksiniz ama;

Bu yenilen anlatılmayacak gibi değildi, gerçi İstanbulda oturanlar bilir,
ama bilmeyenler için; Develi iyi bir lezzet durağı olabilir.
Ben ilk kez gittim, mutlaka tavsiye etmeliyim dedim.
Lezzet olarak mükemmel, mekan olarak son derece şık,
servis ve temizlik açısından oldukça kaliteli bir mekan..
Biz; karnımızda kocaman bir şişkinlik, yüzümüzde gülücükle ayrıldık bu yerden.



Karışık kebap içinden en beğendiğim, antep fıstıklı kebaptı..
kebap dememeliyim, lokumdu galiba...



Klasik lezzet beyti, eşimin tercihiydi..
o da mükemmeldi...

Ve nihayet pilimizde gezimizde bitti..
Birbirimize teşekkür ettik, çokça şükrettik,
ve sakin bir yolculukla evimize döndük..

Bir hafta sonu daha böyle geçti ve bitti..
Yeni hafta yoğun saatleriye başladı bile..
Bu hafta da hala yoğunum, bir süre yokum buralarda..
Belki bir hafta..
İşlerim bitene kadar..

Herkese hayırlı haftalar diliyorum, güzel yazılar, güzel resimlerle dönmek dileğiyle...


Related Posts with Thumbnails